Sermaye, günümüze kadar küresel şirketlerin ve ülkelerin ekonomik gücü idi. Günümüzün yeni normalinde ise finansman gücünün yerini hızla bilgi gücü almakta. Öte yandan geçmiş yıllarda kıymetli olan ‘bilgili olmak’ kavramı vardı. Bugün kıymetli olan ise mevcut bilginin analitiğini yapabilmek, inovatif sonuçlara dönüştürebilmek oldu. Bilişim teknolojileri, dijitalleşme, akıllı üretim sistemleri iş dünyasının vazgeçilmezleri konumuna oturmaya başlasa da bunları insansız düşünmek imkânsız. Teknolojinin, insan hayatının kalitesini yükseltmek ve toplumun refahı için var olduğunu unutmadan insan ve teknoloji arasında köprü kurmalıyız. Yarının iş gücünde insan ve robotların rolü ve bunun getirdiği rekabet avantajı, küresel ekonomide öncü organizasyon ve ülkeleri belirleyecek önemli unsurlar olacaktır. Araştırmacılar; önümüzdeki dönemde başarı kriterinin, yıkıcı teknolojilerin insan gücüyle yoğurulması, birleştirilmesi sonucu ortaya çıkacağına inanıyor. Bu nedenle 2025’te yaklaşık 23 trilyon dolara ulaşması öngörülen dijital ekonomide gelecekte kendimize yer bulmamız, en az teknoloji ve buna bağlı sistemler kadar değerli. Dünyadaki dönüşümü belirleyen dijital teknolojilerin odağında veri var, veriden değer üretmek var. Ancak unutulmamalı ki sürdürülebilir başarıyı getiren 2. hamle, değeri üretmek kadar ‘değeri elde tutmak’ olmalı. Büyük verinin (big data) oluşturulması için verinin sistemden toplanması 1. önceliktir. Sonrasında sensör-aktüatör-PLC-PAC-DCS’ler devreye girer. Toplanan ‘veri’nin özellikleri ise: -Gerçek zamanlı ve geçmiş zamanlı (historical data) alarmlar -Hızlı ve doğru -Güvenli (siber güvenlik) olmasıdır. Konuyu END 4.0 kapsamında düşününce belirleyici olan ise veriye dünyanın her yerinden ulaşabilmek olarak yorumlanmakta. Otomasyonla ölçmek artık yetmiyor. En önemli unsur, haberleşme yeteneği (OPS-MQTTRFID-5G-RS 232-485) olarak dünya gündeminde öne çıkıyor. Dijital dönüşümün ilk aşamasında insanlar birbirine bağlandı. İkinci aşamada ise makinelerde devreye girdi. Mobilleşme ile dünyada her şeyin birbiri ile iletişim kurması, bağlantılı hale gelmesi, yani nesnelerin interneti (IIOT) kavramı ortaya çıktı. Bu iletişim üzerinden toplanan veriler, server veya ‘bulut’ta algoritmalar ve yazılımlarla veri analitiğine dönüştürüldü. Yapay zekâ ve makine öğrenmesi ile veri analiz edilerek anlamlı bir yönlendirme sağlanabildi. Bu yazılımlar sayesinde süreçler hızlanacak. Çok daha kârlı, verimli ve çevik bir iş modeline geçiş yapılabilecektir. Sonuç olarak; fabrikalarda imalat süreçlerinin oluşturduğu toplam değerler zinciri optimize edilebilecektir. Nesnelerin iletişiminde belirleyici olan ise internet hızı ve frekansı olacaktır. Görüldüğü gibi aslında dijital çağın merkezinde internet ve algoritma devrimi bulunmakta. Önceliklerimiz ise büyük veriyi iyi okumak-iyi analiz etmek-iyi yönetmek ve sonuçta ekonomik ve endüstriyel değere dönüştürmek. Küresel şirketler; özellikle de teknoloji şirketleri nihai hedef olarak yeni endüstriyel dünyayı veriye dayanan yönetişim anlayışı ile akıllı, bağlantılı, sürdürülebilir ve son derece üretken-verimli bir şekilde inşa etmek istiyor. Bize düşense bu mücadelede oyun kurucular arasında yerimizi alabilmek.