Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Bursa Kadın Girişimciler Kurulu tarafından düzenlenen ‘İlham Veren Başarı Hikayeleri’ etkinliğine konuk olan Şölen CEO’su Elif Çoban, Şölen’i kendi alanında dünyanın ilk 10 markasından biri haline getirmeyi hedeflediklerini belirterek, 2012 yılından bu yana kalite iyileştirme ve gıda güvenliğine yönelik 300 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını söyledi.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası çatısı altında faaliyet gösteren TOBB Bursa KGK tarafından ‘Başarırsın Çünkü Kadınsın’ mottosuyla düzenlenen “İlham Veren Başarı Hikayeleri” söyleşileri devam ediyor.

Programın Nisan ayı konuğu Şölen CEO’su Elif Çoban oldu. TOBB Bursa KGK Başkanı Sevgi Saygın’ın moderatörlüğünde düzenlenen programa BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Muhsin Koçaslan, Türkiye’nin 81 ilinde faaliyet gösteren kadın girişimci kurullarının başkanları ve kurul üyeleri ile çok sayıda kadın girişimci katıldı.

İLHAM VEREN BAŞARI HİKAYELERİ İLE KADINLAR ARASINDA BİLGİ AĞI GÜÇLENİYOR

Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Muhsin Koçaslan, Bursa Kadın Girişimciler Kurulu’nun kadın girişimci potansiyelinin geliştirilmesi hedefiyle önemli çalışmalar gerçekleştirdiğini söyledi. İlham Veren Başarı Hikayeleri etkinliğinin de kurulun değerli projelerinden biri olduğunu belirten Koçaslan, “Kadın girişimcilerin başarılarını görünür kılmak, rol model oluşturmak ve kadınlar arasındaki bilgi ağını güçlendirmeyi hedefleyen etkinlikte, Şölen CEO’su Sayın Elif Çoban’ın başarı hikayesi ve deneyimleri tüm kadınlarımızın yoluna ışık olacaktır.” diye konuştu.

KADINLARIN MOTİVASYONUNU ARTIRMAYI HEDEFLİYORUZ

TOBB Bursa KGK Başkanı Sevgi Saygın, İlham Veren Başarı Hikayeleri etkinliği ile kadınları girişimciliğe özendirmeyi hedeflediklerini belirterek, “Her ayın 16’sında, saat 16.16’da başarılı girişimcileri, rol model olarak kadın girişimcilerimiz ve potansiyel girişimciler ile bir araya getiriyoruz. Bugün de Şölen’in sektöründe dünyanın en önemli markalarından biri olmasını sağlayan başarılı iş kadını Sayın Elif Çoban’ı konuk ediyoruz. Etkinliğimiz pek çok kadın girişimcimizin motivasyonunu ve ufkunu artıracaktır.” dedi.

“HAYALİM İHRACAT YAPMAKTI”

Elif Çoban, kariyerine gıda sektöründeki kurumsal firmaların finans departmanlarında çalışarak başladığını belirterek, “Çok başarılı bir eğitim hayatım vardı ve büyük işler başarmak istiyordum. Bu yüzden akademik kariyerimi yarıda bırakıp iş hayatına atıldım. Şölen o zamanlar küçük bir şirketti. 5 kardeşim de şirkette olduğu için kendime uygun yapacak çok bir şey görememiştim. Kariyerime başlamadan önce hayalim ihracat yapmaktı ancak yaklaşık 5 yıl mali işler ve finans departmanlarında çalıştım. Bugün Şölen’in CEO’su olmamda bu tecrübemin çok büyük katkısı oldu. Şirket nasıl yönetilir, finans, bütçe gibi konularda uzmanlaştım.” dedi.

“LÜBNAN’DAN GELEN FAKSA CEVAP VERMEM DÖNÜM NOKTASI OLDU”

Şölen’de işe başlama sürecini de anlatan Elif Çoban, “Ailemi ziyaret etmek için Gaziantep’e gittim. İşler nasıl gidiyor diye bakmak için öylesine şirkete de uğramak istedim. Bu esnada Lübnan’dan gelen İngilizce bir faks gördüm. Faksta Lübanlı bir iş insanı bizimle çalışmak istediğini ama cevap alamadığını söylüyordu. Ben de bu faksa cevap verdim ve o gün Şölen kariyerim başladı. Şirkette büyük bir potansiyel olduğunu gördüm. Firma olarak o dönemde sadece Türk cumhuriyetleri ve Rusya’ya orta-alt kalite ürün ihracatımız vardı. 1996 yılında başladım ve 2001 yılına geldiğimizde yeni birçok pazara açıldık. Fuarlara katılarak müşteri portfoyümüzü büyüttüm. Burada bizim için en büyük gelişim alanı ihracat yaptığımız yerlerden kalite konusunda yapılan geri dönüşler oldu. Farklı ülkelere açlınca müşteri geri bildirimleri de artmaya başladı. Bu bilgileri alınca Şölen’in gelişimi hız kazandı. Müşterinin talep, istek ve beklentilerini doğru analiz edip ona göre hareket ettik. Bütün kazandıklarımızı hep kaliteye ve teknolojiye yatırdık.” diye konuştu.

5 ERKEK KARDEŞİNİN ORTAK KARARIYLA CEO OLDU

Şölen’in 2009 yılına gelindiğinde sektöründe ihracat şampiyonu olduğunu ve yaklaşık 80 ülkeye ihracat yaptığını belirten Çoban, şunları kaydetti: “Bu kadar kısa sürede, bu kadar büyük rakiplere rağmen ihracat şampiyonu olmak motivasyonumuzu artırdı. Şölen’i daha da büyütmek istiyorduk. Firmamızı küresel bir marka haline getirecek, daha uzman ve bilgili kişilerle çalışmamız gerekiyordu. Ancak özellikle aile şirketlerinde kurumsallaşma süreci çok zorludur. Dünyanın en iyi CEO’sunu da bulsanız ona görev devri yapmak o kadar kolay olmaz. Ayrıca bizim şirkette annem, babam, kardeşlerim olmak üzere tam 8 tane patron vardı. Dışardan gelen kişiler bir tane patron ister, hepsine ayrı ayrı hesap vermek istemez. Küresel bir marka yaratmak istiyorsak bir tane patron olması gerektiğine karar verdik. Dışardan CEO arayışına geçtik. Ancak en büyük aile şirketlerinin bile çok iyi CEO’lar getirmiş olmasına rağmen anlaşmazlıklar yaşadığını gördük. Biz ailece hep yenilikçi, fark yaratan ve katma değerli ürün oluşturmayı, komşumuza değil dünyaya bakmayı vizyon edindik. Bu kültürü daha iyi yansıtmak için aileden birinin CEO olmasına karar verdik. 5 erkek kardeşim olmasına rağmen abilerim bu işi en iyi benim yapacağımı düşündüler. 2010 yılında icra ve yönetim kurullarını ayırdık. O günden bu yana icranın başında bulunuyorum. Şirketi geleceğe hazırlamak için birlik ve beraberlik içerisinde çalışmaya devam ediyoruz.”

“GAZİANTEP’İN VERGİ REKORTMENİYİZ”

Doğru ürünle doğru alanda yer almanın Şölen’in başarısındaki en önemli faktörlerden biri olduğunu söyleyen Elif Çoban, “Şölen olarak bizim fark yaratmak üzerine kurulu bir stratejimiz vardı. Üretime petibör ve kremalı bisküvi ile başlamıştık. O dönemde bu ürünlerin hem Türkiye’de hem de dünyada binlerce üreticisi vardı. Çok yoğun bir fiyat rekabeti yaşanıyordu. Biz o alanda başarılı olamadık ve rakiplerden farklı, kaliteli ürünler yapmaya karar verdik. Dünya ölçeğinde araştırmalar yaptık. Öte yandan dinamik de bir organizasyon oluşturduk. Hızlı karar alabilmek için yetkileri doğru insanlara verdik. Hız çağındayız. Hızlı olmak, yenilikçi olmak ve fark yaratmak üzerine odaklanmak çok önemli. Başarımızdaki temel faktörlerden biri de kazandığımızı sürekli işimizi geliştirmek için kullandık. Bugün bu noktada olacağımızı hayal etmemiştik. Vizyonumuz bu kadar geniş değildi ama karşılaştığımız fırsatları çok iyi değerlendirdik. En büyük şansımız da ihracata odaklanmak oldu. Fark yaratan ürünlerle çok önemli işler yaptık. Bugün gelinen noktada Gaziantep’in vergi rekortmeniyiz. 2.500 kişi istihdam ediyoruz. Ülkemize katkı sağladığımız için gurur duyuyoruz.”

“2012 YILINDAN BU YANA 300 MİLYON DOLAR YATIRIM YAPTIK”

Şölen’i alanında dünyanın ilk 10 markası arasına sokmayı istediklerini belirten Elif Çoban, “Bu hedef doğrultusunda yatırımlar gerçekleştiriyoruz. Gaziantep’teki fabrikamız National Geographic tarafından hazırlanan belgesele konu oldu. Burası, dünyanın kendi alanında ilk 3 tesisi arasında yer alıyor. Her şeyin otomasyona dayalı olduğu, dijitalizasyonla donatılmış, endüstri 4.0 standartlarına sahip olan bir fabrika. 2012 yılında inşa ettiğimiz bu yenilikçi yapı pandemi sürecinde de elimizi çok güçlendirdi. Gıda güvenliği ve hijyen alanında çok önemli bir tesis olması sayesinde üretimimizi hiç aksatmadan sürdürebiliyoruz. Bir işe gönül vermeden bu kadar büyük yatırımlar yapılmaz. Biz 30 yıldır kazandığımızı tekrar fabrikaya yatırdık. 2012 yılından bu yana ise yaklaşık 300 milyon dolarlık yatırımı sadece kalite iyileştirme ve gıda güvenliğine harcadık. Küresel pazarda daha fazla büyümeyi ve ilk 10 marka arasına girmeyi amaçlıyoruz.” şeklinde konuştu.

“HİÇBİR KRİZ DÖNEMİNDE KARAMSARLIĞA KAPILMADIK”

Pandemi sürecinin iş süreçlerine etkilerine de değerlendiren Elif Çoban, “Hiç kimsenin beklemediği zor bir dönemden geçiyoruz. Ancak şirket olarak biz hiçbir kriz döneminde karamsarlığa kapılmadık. Genel şirket stratejilerinde zamanında doğru işleri yaparsanız, bu kriz dönemlerinden daha az etkilenirseniz. Küresel finans krizleri ve daha birçok zorlu süreci atlattık. Şölen olarak hepsinden büyüyerek çıktık. Çünkü güçlü bir finansal altyapımız vardı. Şirketimize yatırım yaptık. Pandemiden önce dijitalizasyon ve endüstri 4.0 süreçlerini tamamladık. Bu sayede üretimde aksama olmadı. Her zaman kriz gelecekmiş gibi hazırlıklı olmalyız. Kazandığınızı işinize yatırmalısınız. Çoğu şirket yabancı olduğu iş kollarına da girdiği için sıkıntılar çekiyor. Başarılı olacağın alanı belirleyip, ruhunu da katarak o alanda ilerleyeceksin. O zaman krizler, zorluklar gelip geçici şeyler olacaktır.” dedi.

“KADINLAR ORTAK AKLA İNANARAK ÇALIŞIYOR”

Salgınla birlikte kadınların iş hayatının daha da zorlu hale geldiğini ifade eden Elif Çoban, “Kadınların üzerindeki bakım yükümlülükleri ve ev işlerine harcadıkları zaman arttı. Bu süreçte erkeklere nazaran 2 kat daha fazla mesai harcamak durumunda kalıyorlar. Ancak bu adaleti sağlayacağız. İş hayatında doğru kişiyi doğru işte çalıştırabilmenin önemli olduğuna inanıyorum. Bu yüzden pozitif ayrımcılık yaptığım söylenemez. Ancak yeterli yetkinliğe sahipse kesinlikle kadınları tercih ederim. Çünkü kadınlar egosuz, ortak akla daha çok inanarak çalışıyorlar.” diye konuştu.

“KADER GAYRETE AŞIKTIR”

Girişimci kadınlara asla pes etmemeleri tavsiyesinde bulunan Elif Çoban, şöyle devam etti: “Bu süreçte mutlaka çıkış noktası yakalayacaklardır. Birlik ve beraberlik çok önemli. Birkaç kadın bir araya gelerek, ortak çalışma kültürü ile şirketlerini büyütebilir. Öte yandan bilgi alışverişini de artırarak sürecin psikolojik yükünü hafifletmek gerekiyor. Kader gayrete aşıktır. Eğer gayret ederseniz başarıya ulaşırsınız.”