“Masanızdaki Fabrika” mottosuyla ROWND markasını oluşturarak masaüstü CNC makinesi imal eden bir grup genç mühendis bu serüvene bir hayal ile başladı. Şimdi ise sektörde öncü marka olma yolunda ilerliyor. CNC makinesi tasarlayıp üretmek için bir araya gelen Ahmet Yasir Karakuş, Enes Ergün, Avni Pazarbaşı, Tayfun Gümüş ve Ahmet Ergün, yaklaşık AR-GE çalışmasının ardından tesiste seri üretime devam ediyor. Firmanın ortaklarından otomasyon mühendisi Avni Pazarbaşı, girişimcilik yolculuğunda firmanın dünyaya açılma serüvenini, 1 milyar dolarlık bir pazarda Türkiye’den çıkan büyük bir marka olma hedefini, ilk yılında Japonya’ya yapılan ihracat başarısını, ABD pazarındaki büyümesini, gelecek hedefleri ve yeni üretim alanı ihtiyacına yönelik düşüncelerini BTSO Ekonomi ile paylaştı.

ROWND Precision’ın kuruluş süreci nasıl gelişti?

Kontrol otomasyonu alanında İTÜ Mekatronik yüksek lisans mezunuyum. Mezun olduktan sonra otomotiv sektörü ve savunma sanayiinde çeşitli görevlerde yer aldım. Bugün burada bulunduğumuz ROWND Precision firmasının da kurucu ortaklarından biriyim. Burada mühendislik çalışmalarını yürütüyorum. Ortaklarımızdan iki arkadaşımız, yaklaşık 3-4 yıl önce savunma sanayiine yönelik prototip işler yapıyorlardı. O dönem, sayıca az olan bazı torna parçalarına ihtiyaç duyuldu ancak bu parçaları sanayide yaptıramadılar. Bunun üzerine kendilerine küçük bir masaüstü torna cihazı yapmaya karar verdiler. Sonrasında, bu tür bir cihaza ihtiyaç olduğunu fark ederek endüstriyel tasarımını gerçekleştirdiler; cihazı endüstriyel kontrolcülerle donatarak CNC özellikleri kazandırdılar. Ardından, bu cihazı piyasaya çıkarma fikrini tartıştık. Bu fikir olumlu karşılanınca, ürünlerimizi tasarlayıp satışa sunduk.

Girişimcilik sadece Türkiye'de değil, pek çok ülkede zor bir süreç. Özellikle yazılım sektöründe bir girişimciyseniz, Türkiye bence oldukça uygun bir yer. Fakat bizim gibi hem donanım hem de yazılım geliştiriyorsanız, işin içinde talaşlı imalat ve montaj süreçleri de varsa, Türkiye’de girişimci olmak bir miktar daha zorlayıcı olabiliyor. Finansman bizim için önemli bir problemdi. Bunun yanında, ürünümüzün dünya pazarında karşılık bulup bulmayacağına dair pazar araştırması yapabilmek de bizim için bir başka zorluktu. Bu sebeplerle, ürünümüzü tasarladıktan sonra Amerika’da da bir şirket kurduk. Böylece Amerika üzerinden tüm dünyaya satış yapmamızı sağlayan bir platform üzerinden prototipimizi tanıttık.

ROWND Precision’ı kurarken piyasada hangi ihtiyaçlardan yola çıktınız?

ROWND Precision, masaüstü CNC cihazlar üretmek üzere kurulan bir firma. Bu yola çıkarken temel amacımız şuydu: Piyasada 30-40 bin doların altında, Türkiye'de ya da dünyanın farklı bölgelerinde stabil servis hizmeti sunabilen torna tezgâhlarına ulaşmak pek mümkün değil. Ancak bazı iş modellerinde, küçük işletmelerin, eğitim kurumlarının ya da hobi amaçlı kullanım alanlarının ihtiyaçlarına baktığımızda, bu fiyat seviyeleri oldukça yüksek kalıyor. Pazarda bu noktada ciddi bir boşluk olduğunu gördük ve bu nedenle kendi ürünümüzü geliştirme kararı aldık. Aradığımız niteliklere sahip bir cihaz bulamadığımız için "kendi CNC torna cihazımızı üretelim" dedik ve bu fikir üzerine çalışmaya başladık.

Ürünlerinizin gelişim süreci ve küresel pazardaki konumunuz ve hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Bugün geldiğimiz noktada, ürünlerimiz yalnızca torna işlemleri değil; freze ve lazer işlemlerini de gerçekleştirebiliyor. Tek bir makine ile üç farklı işlem yapılabiliyor. Bu ürün, özellikle Ar-Ge ve prototipleme faaliyetlerinde kullanılmak üzere tasarlandı. Amerika’da çok sayıda "hobby machining" olarak adlandırılan kullanıcı tarafından tercih ediliyor. Ayrıca, küçük işletmelerde ve büyük firmaların Ar-Ge departmanlarında da etkin şekilde kullanılabiliyor. Türkiye’de de örnek olarak, Eskişehir Teknik Üniversitesi şu anda cihazlarımızı aktif olarak kullanıyor. Ayrıca MTI ve Michigan State Üniversitesi’nden de ilgi gördük; bu kurumlara da cihaz göndereceğiz.Ürünümüzün ön satış sürecinde, 32 farklı ülkeye toplam 142 adet satış gerçekleştirdik. Bizim için ülkemizden güçlü bir marka çıkarmak son derece kıymetli. Bugün masaüstü CNC pazarında global ölçekte bu alanı domine eden net bir firma bulunmuyor. Biz sadece bir torna cihazı üretmek ya da bu cihazı Türkiye içinde satmak gibi bir vizyonla yola çıkmadık. Halihazırdaki işlerimizden de tamamen vazgeçmeden, daha büyük bir hayalin peşindeyiz. Dünya genelinde küçük CNC cihazları için yaklaşık 1 milyar dolarlık bir pazar söz konusu ve %8,7’lik büyüme oranıyla  2032’ye kadar büyüyeceği öngörülüyor. ROWND Precision olarak, önümüzdeki 2-3 yıl içinde bu pazarı domine eden bir firma olacak. İhracat kısmına baktığımızda da Türkiye'de ciddi bir üretim altyapısı var. Bizden önceki nesiller özellikle Avrupa’ya, otomotiv başta olmak üzere pek çok sektöre çok ciddi üretim yaptılar. Ancak baktığımızda dünyada tanınan çok az markamız var. Biz de bize bırakılan bu mirasla bu bayrağı daha ileriye taşımak ve Türkiye’den dünya çapında bilinen bir marka çıkarmak istiyoruz.

Geliştirdiğiniz CNC cihazların tasarım ve yazılım süreçlerinde ne kadar yer alıyorsunuz?

Ürünün endüstriyel tasarımı tamamen bize aittir. Tezgahın eksen kontrollerini sağlayan elektronik kart, bu kart üzerinde çalışan yazılım ve cihazın tüm kontrol altyapısı firmamız tarafından geliştirilmiştir. Cihaz içerisinde Linux tabanlı tek kartlı bir bilgisayar bulunmakta ve bu sistem üzerinde çalışan yazılımlar da tamamen bize aittir. Ayrıca cihazımız, mobil uygulama ile kontrol edilebilecek şekilde tasarlanmıştır. Bu mobil uygulamayı da kendi ekibimiz tarafından geliştiriyoruz. Kısacası, tüm yazılım süreçlerini, endüstriyel tasarımı, mekanik tasarımı, elektromekanik sistemleri ve üretim süreçlerini şirket bünyesinde, tamamen "in-house" olarak yürütüyoruz. Bu yaklaşımımız sayesinde yalnızca bir üretici değil, aynı zamanda bütünsel bir teknoloji firması olma yolunda ilerliyoruz.

ROWND Precision olarak ihracat süreciniz nasıl başladı ve uluslararası pazarda nasıl bir ilgiyle karşılaştınız?

En büyük pazarımız Amerika. Hatta 2023 yılı itibarıyla, Türkiye’nin Amerika’ya yaptığı torna ihracatını tek başımıza üç katına çıkardık. Bu bizim için son derece kıymetli bir başarıydı. Ürünümüzün orada gördüğü ilgi, dünyanın diğer bölgelerinde de dikkat çekmesini sağladı. Avrupa'da da hemen her ülkeye gönderdik. Bunun yanı sıra, Asya-Pasifik bölgesinden de beklemediğimiz bir ilgiyle karşılaştık. Özellikle Japonya’ya dört farklı tezgah sattık. Açıkçası, yola ilk çıktığımızda biri bana “İlk yılınızda Japonya’ya CNC tezgah satacaksınız” deseydi, bunu biraz hayalperestlik olarak görürdüm. Ancak bugün, bu başarıyı gururla gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Japonya’da, dünyanın en büyük beş makine fuarından biri olan JIMTOF’da makinemiz sergilendi. Oraya ürün götüren yalnızca iki firmadan biri olmamız bizim için büyük bir gurur kaynağıydı. Bunu anlatırken bile hala heyecanlanıyorum. Ekibimizin bu işten önce Amerika’da satış yapmamızı sağlayan platform ve satış modelinde tecrübesi vardı. Ekip, bu süreçten önce kahve tutkunları için özel olarak geliştirdiği el değirmeniyle bu platform üzerinden 1.600 adet ürün satışı gerçekleştirmiş ve tüm dünyaya teslimat süreçlerini başarıyla yönetmişti. Dolayısıyla bu platformu kullanmayı ve oradaki pazarlama, reklam faaliyetlerinin nasıl olduğunu biliyorduk. Tabii bunun yanında fiziksel olarak da bu ekosistemlerde yer almak çok önemliydi. Son iki yıldır Las Vegas’ta düzenlenen, dünyanın en büyük tüketici elektroniği fuarı olan Consumer Electronics Show (CES)’a katılıyoruz. Türkiye’den Togg’un da tanıtıldığı bu prestijli etkinlikte, girişimcilik firmalarının yer aldığı inovasyon alanında biz de üst üste iki yıl yer aldık. İlk yılımızda, Amerika’daki müşterilerimize Türkiye’deki tezgahlarımızı tablet ve PlayStation kolları ile uzaktan kontrol ettirme deneyimi sunduk. O dönem yolun çok başındaydık. İkinci seneye geldiğimizde ise, ürünün prototip tasarımını Las Vegas’a taşıdık. Böylece müşterilerimiz ürünü yakından görme ve deneyimleme fırsatı buldu.

Firmanızın gelecek hedefleri ve ürün geliştirme yol haritası hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Masaüstü CNC pazarını domine eden firma olmayı hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşmak için farklı CNC tezgahları üretmeye devam etmemiz gerekiyor. Bu ürünü geliştirirken aslında yalnızca bir cihaz değil, bir platform ortaya koyduk. Bir sonraki ürünümüzde bu tezgahta kullandığımız elektronik, mekanik ve yazılımsal teknolojilerin yaklaşık %70’ini birebir kullanabileceğiz. Bu ürünün hemen ardından, şu an planlama aşamasında olan 8 farklı yeni ürün var. Bu ürünleri tamamladıktan sonra da, amatörlerin tarafından biraz daha uzaklaşıp, bu boyutlarda ancak profesyonellere yönelik, 7/24 çalışabilecek yüksek hızlı tezgahlar üretmek istiyoruz. Aslında burada anlattığım, bizim önümüzdeki beş yıla yayılan yol haritamız. Tüm bu adımlar detaylı bir şekilde planlanmış durumda. Her ürün ve her faz için aylık bazda ne zaman ne yapılacağına dair net bir planımız bulunuyor.

Şu anda bulunduğumuz alana yaklaşık 5-6 ay önce taşındık. Ondan önce, küçük sanayi bölgesinde yer alan, 120 metrekarelik iki katlı bir atölyede faaliyet gösteriyorduk. Orada Ar-Ge ve prototipleme çalışmalarımızı tamamladık; ilk dört ürünümüzü dış üreticilere yaptırarak yaşlandırma testlerini gerçekleştirdik. Seri üretim kararını aldıktan sonra ise mevcut alanımıza geçtik.

Önümüzdeki yıl itibarıyla bu alanın da bize yetmeyeceğini ümit ediyorum. Bir sonraki ürünümüz için ön satış hedefimiz 400-500 ünite olması yönünde. Bu noktaya geldiğimizde, yeniden bir büyüme kararı alacağız ve Bursa içinde farklı üretim alanı alternatiflerine yönelmemiz gerekecek.

Üretim kapasitenizin artmasıyla birlikte yer seçiminde nelere dikkat ediyorsunuz ve bu kapsamda BTSO öncülüğünde hayata geçirilecek KOBİ OSB gibi projeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yer seçimi bizim için oldukça önemli. Yeterli büyüklükte, altyapı ihtiyaçlarını karşılayabilen ve aynı zamanda tedarikçilerimize yakın bir lokasyonda olmak istiyoruz. İlk taşındığımızda burası bize büyük görünüyordu ama üretim kapasitemizin hızla artmasıyla artık daha büyük bir alana ihtiyaç duyuyoruz. Bu kapsamda KOBİ’lere yönelik organize sanayi bölgesi gibi projeler bizde heyecan yaratıyor. Açıkçası, böyle bir bölgede yer almak isteriz. Mevcut yerimizde, örneğin basit altyapı sorunlarıyla – su, elektrik gibi – çok zaman harcadık. Oysa üreticilerin bu tür meselelerle vakit kaybetmemesi gerekiyor. Bu yüzden o projeleri yakından ve umutla takip ediyoruz; inşallah biz de orada kendimize yer bulabiliriz. Yola dört ortak olarak çıktık ve hala işin başında aktif şekilde ilgileniyoruz. Dört kurucu ortağın birbirini tamamlayan farklı alanlarda uzmanlaşmış olması bizim için büyük bir avantaj. Her birimiz farklı branşlardan mezunuz ve farklı sektörlerde deneyim kazandık. Bu tezgah, çok disiplinli yapının bir ürünü. Tabii ki hedefimiz ekibimizi büyüterek bilgi birikimimizi artırmak. Şu an yaklaşık 11-12 kişilik bir ekibimiz var. Hayalimiz, dünya çapında bilinen, parmakla gösterilen bir teknoloji firması olmak.