BTSO Enerji Konseyi Başkanı ve Dağlıoğlu Grup Yönetim Kurulu Başkanı Erol Dağlıoğlu; babası ile hayata geçirdikleri şirketi nasıl kurduklarını, yenilenebilir enerji çalışmalarını nasıl yürüttüklerini, teknik öğretmenlik için Sivas’a çıkan tayinin ardından verdiği kararın hayatını nasıl etkilediğini BTSO Ekonomi’ye anlattı.

EĞİTİM VE KARİYER HAYATINIZ NASIL ŞEKİLLENDİ?

1971 Bursa doğumluyum. Baba tarafım, 80- 90 yıl önce Bulgaristan’dan göç etmiş. Anne tarafım da Kafkas göçmeni. Dolayısıyla bende hem doğunun, hem batının izleri mevcut. İlk-orta öğrenimimi Bursa’da tamamladım. Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Elektrik Elektronik Bölümü’nden mezun oldum. Bir yıl şantiyede, bir yıl devlet görevi yaptıktan sonra da 1994’te babamla birlikte kurduğumuz şirkete geldim. Köklerimiz, 1966’da babamın ticaret hayatına başlamasına dayanıyor. Ancak şirketleşmemiz, 1994 yılında gerçekleşti. 1994 yılında kurduğumuz şirket, babamın yaptığı kömür ticareti üzerine faaliyet gösteriyordu. 1996 yılında ithal kömür sahası açtık, İstanbul’da partner olduğumuz bir şirketle beraber kömür getirdik. Uzun yıllar Bursa’da kömür ticareti yaptık.

SEKTÖRDE NELER YAPIYORSUNUZ?

Aldığımız eğitim hep enerji üzerine olduğu için enerji, bizi hep bir yerlerden yakaladı. 2009 yılında, şu anda çok revaçta olan güneş enerji santralleri için Kent Solar Limited Şirketi’ni kurduk. Kent Solar ile beraber güneş enerjisi işi yapmaya başladık. Hidroelektrik santrallerini devraldık. Bursa’daki 3 hidroelektrik santralini yeniledik. Bunlar; Mustafakemalpaşa Suuçtu’da, İnegöl Cerrah’ta, İznik Dereköy’de yer alıyor. Santrallerimiz şu anda elektrik üretmeye devam ediyor. Çatılara, zeminlere öz tüketim karşılığı elektrik üretiyoruz, elektrik üretmeleri için onlara santraller kuruyoruz.

KARŞILAŞTIĞINIZ ZORLUKLARI NASIL AŞTINIZ?

Zor günler, zor şartlar oldu hayatta. Zaten her kararınız doğru olsa, başarılı olsa inanılmaz yerlere gelirsiniz. Bizim de aldığımız kararların bir kısmı doğru, bir kısmı başarısız oldu. Doğru kararlarımız daha fazlaymış ki benim de kurucusu olduğum şirkette 30’uncu yılımıza yaklaştık. İnşallah babamızdan öğrendiğimiz gibi insanlığa yararlı olacak evlatlar yetiştirip, bayrağı onlara devredeceğiz.

HAYATINIZDA KIRILMA NOKTALARI OLDU MU?

Üniversiteden mezun olduktan sonra bir dönem devlet görevi yapayım dedim. Benim tayinim Sivas’a çıktı. Gideyim, gitmeyeyim mi derken yakın bir arkadaşım aradı. Babamın tayini Sivas’a çıktı. Sivas’la Kırşehir arasında benim için çok bir fark yok ama Kırşehir Bursa ve İstanbul’a bir saat daha yakın. Becayiş yaptık ve görevimi bitirip Balıkesir’e yedek subay okuluna gittiğimde teknik öğretmenlere mecburi hizmet çıkardılar. Sivas mecburi hizmet bölgesi, Kırşehir mecburi hizmet bölgesi değil. Ben zaten 1994’te ticaret yapmak için kurduğum şirketime 1996 yılında üniformamı çıkarıp geldiğimde ben artık bu mesleği yapmam, çünkü bir daha mecburi hizmet yapmam. O gün acaba ben Sivas’a gitseydim, mecburi hizmet sayılsaydı belki de bugün teknik öğretmendim, bilmiyorum. İyi ki böyle olmuş, iyi ki ben arkadaşımın hatırını kırmayıp Kırşehir’e gitmişim. Öğretmenlik çok güzeldi, çok sevdim, güzelde yaptım ama belki bu benim kırılma anımdır. Ticaretteki her başarısızlığımda ‘Geri döneyim mi, nasıl olsa hazır’ derdim. Arkamı garantilemek için gittiğim teknik öğretmenliğin ve bu garantinin arkamdan alınması belki işime tırnaklarımla daha sıkı tutunmamı sağladı. Onun için diyorum ki yeni nesil bizim hatalarımızı dinlerse, bir hatayı atlamak demek onlarca yıl demek. Çünkü aynı hataları tekrar tekrar yapmaya ne bizim ömrümüz yeter, ne de bu ülkenin geleceğini zedelemeye hakkımız var.

SEKTÖRÜN GELECEĞİ PARLAK MI?

Enerji Konseyi kurulduğunda en büyük desteği Yönetim Kurulu Başkanımız İbrahim Burkay’dan aldık. Yönetim Kurulu Başkanımız bütün konseylere destek verirken, Enerji Konseyini her zaman ayrı tuttu. Enerji Konseyi’nin Enerji Verimliliği Merkezi, bununla beraber Yenilenebilir Enerji Makineleri Kümesi ve Bölgesel Enerji Ajansı… Ama maalesef Bölgesel Enerji Ajansı’nı kuramadık. Bugün bunun ne kadar kıymetli olduğu, kurulsa ne kadar başarılı olacağını konuşuyoruz. Bugünleri savaş çıkacak, pandemi olacak diye değil, enerjinin nasıl kullanılması gerektiği, enerjinin nasıl üretilmesi gerektiği ve enerji makinelerinin Bursa’da üretilmesinin ne kadar yaralı olacağını, hatta Türkiye’de üretilmesinin ne kadar yararlı olacağını düşünerek yapmıştık. Bugün de başka öngörülerimiz var. 90’lardan beri elektrikli araçlar kullanılıyor. Şu anda bunlar Avrupa’da çok yaygınlaşmaya başlandı. Dizel araçlar büyük şehirlere giremiyor. Sadece benzinli araçlar girebiliyor. 2030’lu yıllardan sonra şehirlere benzinli araçların girmesinin de yasaklanacağı söyleniyor Avrupa’da. 2050’li yıllarda fosil yakıtlı araçların kalmayacağı söyleniyor. Peki, bu şarj istasyonları nerede olacak, bu elektrik nerede olacak, bu elektrik nasıl üretilecek? Avrupa Yeşil Mutabakatı var önümüzde. Konseyin görevlerinden biri de bu… Bu sebepten önümüzdeki dönemde işin o tarafını çalışıyor olacağız. Biz bir adım önden gitmeye çalışıyoruz. Bir adım önden gitmemizdeki amaç; eğer enerji yatırımcılarımızı, sanayicilerimizi hazırlayamazsak hem sınırdaki karbon vergisinden, hem de bu şarj istasyonlarının desteklenememesinden dolayı, o kadar elektrikli araç için şimdiden hazırlık yapmazsak olmaz ki! O yüzden bizim şimdiden 2030’ları, 2040’ları planlıyor olmamız gerekiyor.

İŞ DÜNYASI DIŞINDA HANGİ PLATFORMLARDA GÖREV ALDINIZ?

1994’te şirketi kurdum, 1996’da evlenip tüm görevlerim bittikten sonra geldim, hemen hemen hiç aralıksız çalıştım. Kendimize, sosyal hayatımıza, o sosyal hayatımıza ayıracağımız vakitlerde de çeşitli SİAD’larda görevlerim var. Eğitim vakıflarında görevlerim var, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nda görevlerim var. Bir dönem Kent Konseyi’nde başkan yardımcılığı yaptım. Spor kulüplerinin federasyon delegeliğini yaptım. Sosyal hayatımız da bizim yine görevlerle geçiyor. Sosyal hayatımızda hala sosyal görevlerle Bursa’ya yararlı olmaya çalışıyoruz. Çünkü Bursa, benim için çok önemli. Doğduğum şehir, büyüdüğüm şehir, yaşadığım şehir, çocuklarımın yaşamasını istediğim şehir. Bursa, çok kıymetli bir şehir. Çok şehir gördüm, çok ülke gezdim ama Bursa gibi dört mevsim bir arada yaşayan, bununla beraber tabiatı, doğası, denizi, dağa, akarsuyu, yeşili ama istediğiniz her türlü teknolojik imkânları olan bir başka şehir yok. Sosyal görevlerim var. Bunlardan biri de Bursa Ticaret ve Sanayi Odası. Üçüncü dönemim bitiyor ve bu 4 yılda bir yapılan seçimlerin uzatmalarıyla beraber 14. yılıma geldim. 14 yıldır Meclis Üyesiyim. Bunun son 8-9 yılından bu yana da, kuruluşundan beri Enerji Konseyi Başkanlığını yapıyorum. Bizim burada yaptığımız işlerde neler vardı? Bizler yenilenebilir enerji kümesini kurduk ki bu yenilenebilir enerji makineleri Türkiye’de üretilsin, yerli teknoloji olsun. Enerji Verimliliği Merkezi’ni kurduk ki, enerjiyi çok tüketelim ama verimli tüketelim. Enerji ajansı kurmak istedik ama devlet bürokrasisine takıldık. Bugün bölgesel açıdan kıymeti çok fazla anlaşılıyor.

AİLENİZE YETERLİ VAKİT AYIRABİLİYOR MUSUNUZ?

Yüksek tempolu çalışıyoruz, çok fazla çalışıyoruz. Bunları insan ailesi için yapıyor ama nereyi kaçırıyoruz? Bazen çocukların büyüdüğünü kaçırıyoruz. Çocuklarla beraber oynamayı, gezmeyi kaçırıyoruz. Bu şirketleri, bu şehri çocuklara bırakırken onları iyi bir birey, sıcak bir aile ortamında yetişmiş bireyler olarak vermek gerekiyor. Ne kadar önemli işim olursa olsun büyük oğlumun tiyatro gösterilerine mutlaka yetiştim. Kızımın bale gösterilerine yetiştim. Küçük oğlumun tüm basketbol maçlarına yetiştim. Son anda yetişsem de kendimi onlara fark ettirdim, tribündeyim, babanız burada diye kendimi hissettirmeye çalıştım.

Bursa’da çalışmak, Bursa ile beraber üretmek de bu anlamda çok zevkli. Bu sebepten dolayı evlatlarımın da inşallah gelip Bursa’ya Türkiye’ye katma değerler yaratan yeni iş kolları ya da bulunduğumuz enerji sektöründe iş büyütmeleri en büyük dileğim.

GENÇLERE TAVSİYELERİNİZ NELER OLUR?

Üniversitelere, öğrenci kulüplerine kariyer günlerine çağrıldığımız zaman onlara şunu söylüyorum: Buraya gelen başarılı insanlara lütfen başarısızlıklarını da sorun. Toplumun içinde bulunan başarılı insanların o kadar çok başarısızlıkları var ki, tabii ki benim de var. Bu başarısızlıklardan insanlar ders alabilirse, yeni nesil ders alabilirse, bunları kendi özlerine anlatabilirlerse, bir hikâye dinler gibi değil de bunu gerçek anlamda anlayabilirlerse çok hızlı yol alırız. Aynı hataları tekrar tekrar yaparak çok fazla süre kaybediyoruz.

NASIL BİR PATRONSUNUZ?

Çevrenizi dar tuttuğunuz zaman, dışardan görenler hep çok sert, asık suratlı bir Erol görüyor. Ama yakın çevremde olanlar biliyor ki hiç alakası yok. Benim yakınımda olanlar, benim heyetimde olanlar, birlikte yurtdışı ziyareti yaptığım kişiler o izlenimin çok da gerçek olmadığını bilir. Ne yapalım suratımızı değiştirecek halimiz yok. Yüz nakline ihtiyacımız yok! Çalışanlarıma hep söylediğim bir şey var, bunu evlatlarıma da söylüyorum: İki tane şeyi bir araya koyarsanız çok başarılı olursunuz insan ilişkilerinde. Lütfen nazik ama kararlı olun. Nazik ve kararlı olan insanlar; kararlılık sertlik gerektirmez, nezakette geri adım gerektirmez. Nezaketinizi koruyarak kararlı olduğunuz sürece iş hayatında başarılı olursunuz. Bizim şirkette şöyle bir kültürümüz var; şirketimizde çalışanların üniversiteye giden bütün çocukları şirketimizden burs alır ama şirket bursu karşılıklıdır. Mezun olduklarında tanıdıkları, bildikleri veya hiç bilmedikleri bir üniversiteli okutacaklar. Bir de pozitif ayrımcılığımız var. Kızlar, erkeklerden iki kat fazla burs alıyor. Gelecekte nasıl biz nasıl babamızdan aldığımız bu bayrağı buralara taşıdıysak, bizden sonra evlatlarımızın da taşımasını istiyoruz. İnanın en büyük hayallerimden biridir, şirketimin içinde çalışanların bir gün bizimle beraber yönetimde olmalarını istiyorum. Bunlar kıymetli şeyler. Çünkü insan, hayal kurdukça her hayali gerçek olur. Ülkenin geleceği, gerçekten yenilenebilir enerji anlamında çok büyük bir potansiyele sahip. Arap yarımadasının petrol zenginliği, yenilenebilir enerji kaynaklarında Türkiye’ye gelecek.

BTSO ENERJİ KONSEYİ’NİN KONUMUNU NASIL GÖRÜYORSUNUZ?

Kürsüdeyken daha rahatım, çünkü bana orada aile sormuyorsunuz. Benim kürsüye çıkma sebebim ne? Enerji anlatmak. Bana elektrikle ilgili, enerjiyle ilgili ne sorarsanız sorun, dünyanın 5 büyük ülkesinden biri olabiliriz. İşgücümüz var, tabiatımız var, lojistik anlamda çok iyiyiz. Dünya haritasına baksanıza, Amerika’yı bir tarafa Japonya’yı diğer tarafa koyun, ortasında Türkiye var. Bu kadar şanslı bir yerde olan bir ülkeden bahsediyorum. Ne konuşuyoruz BTSO’da? Mavi yakalı yok, eleman yok, bir tarafta işsizlik var. O yüzden BUTGEM gibi birimlerin çoğalması gerekiyor. O yüzden BTSO kendi görevlerini yaparken, görevlerinin üstünde de işler yapıyor. Çok büyük projeler yapılıyor BTSO’da. Bu yapılan projeler çok uzun yıllar konuşulacak. 20 konseyden biri olarak bizim Enerji Konseyi olarak yaptıklarımız Bursa’da konuşulacak. Bir de diğer konseyleri düşünün, onlar neler yapıyor, Bursa’ya neler kalacak…