Küresel alanda ve Türkiye’de uygulanan politikalar hedeflediği sonuçlara ulaşmaya başladı. Bu çerçevede işletmeler için zorlu koşullar geride kalmaya başlayabilir.

Küresel Ekonomide Enflasyonlarda Düşüş Hızlandı

Küresel ekonomide enflasyon ile mücadele amacıyla 1,5 yıldır uygulanan sıkı para politikaları sonuçlarını vermeye başladı. Özellikle sıkı para politikalarının uygulandığı gelişmiş ülkelerde enflasyon düşüşleri hızlandı. Bu nedenle faiz artışlarının sonuna gelindi. Ancak sıkı para politikaları nedeniyle ekonomiler de önemli ölçüde yavaşladı. Resesyon, küresel ekonomiyi teğet geçmiş olmakla birlikte ekonomik büyümeler yüzde 2’lere kadar düştü. Dünya ekonomisinde 2024 yılı ilk çeyrek döneminin de durağan geçmesi bekleniyor. İzleyen çeyrek dönemlerde ise toparlanma beklenmektedir. Bu çerçevede yeni bir fiyat şoku ve finansal şık yaşanmaz ise dünya ekonomisinde “en kötü” geride kalmaya başlayacaktır. 2024 yılının ikinci çeyrek döneminden itibaren Türkiye’nin ihracatı da olumlu etkilenecektir. En önemli riskler ise jeopolitik riskler olmaya devam etmektedir. 

Türkiye’de Faiz Artışlarının Sonuna Yaklaşıldı 

Merkez Bankası para politikasında sıkılaşmaya devam etmektedir. Faiz oranı yüzde 40’a çıkartılmıştır. Merkez Bankası faiz oranlarındaki artışın sonuna yaklaşıldığını da açıkladı. Buna bağlı olarak Merkez Bankası aralık ve ocak aylarında 250 baz puan faiz artışları daha yaparak faiz oranının azami yüzde 45 seviyesine kadar çıkaracaktır. Merkez Bankası likidite ve kredi sıkılaşmasına ilişkin önlemler almaya da devam edeceğini açıkladı. Buna göre yeni mevduat munzam karşılıkları artışları ile özellikle kredi kartlarına ilişkin yeni sıkılaştırma kararları beklenmektedir.

Türkiye’nin Risk Primi Geriliyor

Türkiye ekonomisinde de politika değişiklikleri etkisini göstermeye başladı. Sıkı para politikası ile iç talebin yavaşladığı görülmektedir. Sanayi üretimi ve perakende satışlar ile inşaat-konut sektörü yavaşlamaktadır. Yeni politikalara bağlı cari işlemler dengesi eylül ayında uzun süre sonra fazla vermiştir. Ekim ayı enflasyonu yavaşlamıştır. Enflasyon ve cari işlemler dengesinde kalıcı iyileşme için doğru yolda olunduğu görülmektedir. Diğer yandan sıkı para politikasının etkisi ile faiz oranları artmakta, kredi piyasası sıkışmakta ve tasarruf eğilimi yükselmektedir. Ekonomide politika değişiklikleri ile ve alınan ilk sonuçları ile Türkiye’nin risk primi de düşmektedir. Yeni politikalar ekonomide ihracatı ve yatırımları ise azami ölçüde desteklemektedir. Türkiye ekonomisinde de risklerin azaldığı, finansal istikrarın ve fiyat istikrarının sağlanacağı bir döneme girilmiştir. 

İhracat ve Döviz Kazandırıcı Hizmetlere Destekler Artıyor

Merkez Bankası ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredileri faiz oranlarını değiştirmeyerek yüzde 25,93 oranında sabit tutmuştur. Reeskont kredi faiz oranları merkez bankasının politika faizine bağlı olarak değişmektedir. Ancak merkez bankası politika faizini yüzde 40’a çıkarmış olmakla birlikte ihracatın desteklemesi amacıyla ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredileri faiz oranını yüzde 25,93 seviyesinde sabit tutmuştur. Böylece ihracatçılar lehine önemli bir avantaj sağlamıştır. 

Şirketler Yeni Koşullara Uyum Sağlamalı

Şirketlerimiz küresel ekonomideki yavaşlama koşulları ile içeride yeni ekonomi politikalarının etkilerine uyum sağlamayı hedeflemelidir. Bu yeni koşulların başında iç ve dış talepteki yavaşlama gelmektedir. Firmalar stok, üretim ve nakitlerini satışlarındaki yavaşlama beklentisi ile yönetmelidir. Finansman alanındaki sıkılaşma karşısında firmalar özkaynak finansmanına ve getirisi olmayan maddi varlıkların likidite edilmesi ile kaynak yaratabilecektir. Dış talepteki yavaşlamaya rağmen ihracata dönük faaliyetler artırılmalıdır. İnsan kaynakları yönetimi de çok önemli hale gelmiştir. Nitelikli insan kaynaklarının korunması odaklı bir ücret politikası izlenmelidir. Yeni yıla ait ücret artışlarının iki dönemde yapılması yararlı olacaktır. Şirketler ayrıca içeride ve dışarıda 2024 yılının ikinci çeyreğinden itibaren başlayacak toparlanmaya da hazırlanmalıdır.

Enflasyon ile mücadele amacıyla uygulanan sıkı para politikalarının etkileri belirleyici olacaktır. Sanayi ve ticaret alanında kontrollü bir yavaşlama dönemine girilmektedir. Yine aynı dönemde finansmana erişim sıkılaşırken, finansman maliyetleri de artacaktır. Türk lirasındaki kademeli değer kaybının da yavaşlayarak süreceği tahmin edilmektedir. Sanayide ve ticarette 2-3 çeyrek sürecek bir “yumuşak iniş” dönemi olacaktır. Ardından ekonomide yeni dengeler içinde yeniden bir toparlanma yaşanması öngörülmektedir. Yine bu süreçte merkez bankasından sadeleştirme adımlarının sürmesi beklenmektedir. 2024 yılı başından itibaren uygulanacak enflasyon muhasebesi de firmaların mali yapılarına göre farklı etkiler yaratacaktır. 

Şirketlerde temkinli ve kontrollü bir uyum süreci iyi yönetilmeli.