20 yıl önce Bursalı İş İnsanı Hasan Eker'in kurduğu BURKON, bugün Türkiye ve Bursa'da önemli kongre ve fuar organizasyonlarına imza atıyor. Aynı zamanda BTSO Meclis Üyesi ve TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi olarak turizm alanında çalışmalara imza atan Hasan Eker'in kurulduktan sadece bir hafta sonra Uludağ Üniversitesi'ne çektiği bir faksla başlayan başarı yolculuğunu ele aldık. Hasan Eker, BTSO Ekonomi’de BURKON'un kuruluş hikâyesi, karşılaştığı zorlukları, ilk kongre organizasyonundaki yaşadığı tecrübeyi, pandeminin sektöre etkileri, BTSO'nun çalışmaları ve genç girişimcilere yönelik tavsiyelerini paylaştı.

Sizi tanıyarak başlayalım?
1972 Bursa doğumluyum. İlk orta ve lise hayatımı Bursa’da tamamladıktan sonra Mersin Turizm Fakültesi’ni kazandım. Üniversite dönemimi de çalışarak geçirdim. Yazları Alanya’da, Marmaris’te otellerde çalıştım. 5 yıl okuyunca turizm sektörüne girmeye karar vermiştim. 1994 yılında İstanbul’da Askeri Müze’de ilk kongre deneyimimi yaşadım. Üniversiteden sonra girişimci olmaya ve kongre turizmi yapmaya o dönemde karar verdik. 1996 yılında mezun olduktan sonra Bursa’da bir şirkette 3 yıl profesyonel olarak kongre departmanında çalıştım ve oranın müdürü oldum. 2000 yılında da kendi şirketimi kurdum.

‘İLK DÜKKANIMIZI SU BASTI’

BURKON ismi nereden geliyor? Şirketiniz, başlangıçtan itibaren nasıl şekillendi?
Şirketimizin ismi, BURKON Turizm ve Kongre Organizasyon Limited Şirketiydi. İsmi Bursa’nın ‘bur’undan, kongrenin ‘kon’undan gelen bir şirket oldu BURKON. Başladığımda sadece düşündüğümüz şey, işin sermaye kısmıydı. Sermayeyi bulursak bir şirket açabiliriz diye düşünüyorduk. 12 bin lirayla bir acente kurdum. Dükkanımızı su bastı, üst katımızda sıkıntılar oldu. TÜRSAB denetime gelecekti. Bir işyeri açtığınızda dilekçe veriyorsunuz ve 1 ay sonra sizi denetlemeye geliyorlar. 2-3 ay uykusuz geçen bir dönem olmuştu. Bir işi açtıktan sonra sadece sermayenin yeterli olmadığını, açtıktan sonra da işletme sermayesinin çok önemli olduğunu anladık.

Kongre turizmine nasıl başladınız?
Üniversiteden bir hocamız, “Ticarette geri vites yoktur. Hep zorluklarla mücadele etmek gerekir” diyerek bize cesaret verirdi. Bu düşünceden hareketle şirketi tamamen kongre üzerine kurduğumuz için, açar açmaz Uludağ Üniversitesi Başhekimliği’ne bir faks çektim. “Akademisyenlere yönelik kongreler yapmak üzere bir şirket kurdum. Bana anabilim dalı başkanlarınızın telefonlarınızı iletişim bilgilerinizi verir misiniz” diye bir yazı göndermiştim ama cevap gelmedi. Daha sonra Uludağ Üniversitesi Dermatoloji Anabilim Dalı’ndan “Sizinle bir kongre düzenlemek için görüşmek istiyoruz” diye bir faks alınca çok şaşırdım. Çünkü daha acenteyi açalı bir hafta olmuştu. Prof. Dr. Şükran Tunalı Hoca ile görüştüm. O ve ekibi, öğretim üyeleri hocalarımızla birlikte “Bazı dermatokozmetoloji ile ilgili girişimler oluyor ama çok kötü sonuçlar alıyor. Biz de bunları engellemek amacıyla ilgili bir dernek kurduk. İlk kongremiz olacak” dediler. Kongreler sponsorluklarla, katılımcının ödemeleriyle yürüdüğü için zarar riski de olan işlerdir. Benim yapmak istediğimi o zaman başhekimlik yapmış ve bizi duyurmuştu üniversiteye. Biz o faksı göndermesek o şans doğmayacaktı. Bir girişimde bulunursan, bir şey yaparsan şans gelebilir. Bursa’da aslında var olan pazarı yüzde 700-800 büyütmüş ve kendi müşterimizi de oluşturmuş olduk. Bu noktada gençlere, girişimci olmalarını tavsiye ediyorum. Ancak hedef koyarsanız, öğrencilik döneminde kendinizi iyi yetiştirirseniz okul bittiğinde rakiplerinizden bir adım önde olursunuz.

‘VERGİ REKORTMENLERİ LİSTESİNDE 41’İNCİ OLDUK’

Kongre turizmi ile birlikte şirketiniz büyümeyi nasıl başardı?
Bursa’ya kongre ile ilgili yılda 500 kişi gelirken, bu rakam 5 binlere çıktı. özellikle Mart ayında Uludağ’ın boş olduğu dönemlerde yılda 4-5 bin kişi getiren bir firma olduk ve bunu 20 yıldır yapıyoruz. Bu kongreler; Bursa’nın ekonomisine, turizmine, taksicisine, esnafına çok büyük katkı sağlıyor. 2007 yılında Bursa’da vergi rekortmenleri listesinde 41. sırada yer almamız da bizim için büyük bir gurur ve mutluluk kaynağı oldu. Hem ticari başarı, hem de yasalara ve vergi mevzuatına tam anlamıyla uyan bir şirket olmanın da mutluluğunu yaşadık. 2015 yılında bir şirket daha kurduk. TOBB’a kayıtlı bir şirketiniz yoksa bir fuar düzenleyemiyorsunuz. 2015 yılında Network Fuarcılık diye ikinci kardeş şirketimizi kurduk. Şu anda 29 kişiyle çalışmaya devam ediyoruz ve şirketimiz her geçen yıl yavaş yavaş hem kadro olarak, hem ciro olarak büyüdü. Kalite politikamız gereği yasalara uyan, örnek alınan ve personelini müşteri mutluluğuna önem veren bir şirket olmak, ana hedefimiz. Bundan sonraki hedefimiz, şirketi ülkemizde kendi alanında ilk 3 sıralamasında yer almasını sağlamak olacak. Ailemin her zaman güven duyması, her zaman yanımda olması da çok önemliydi.

‘PANDEMİ BOYUNCA BTSO, HEP YANIMIZDA’

BTSO’nun pandemi süresince sektörünüz özelinde yaptığı girişimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
BTSO Başkanımız Sayın İbrahim Burkay ve yönetimi çalışmalarından dolayı kutluyorum. Özellikle pandemi sürecinde yanımızda olduklarını gördük. Bizi sık sık Turizm Bakanımızla, bakan yardımcılarımızla, Ticaret Bakanımızla, Ulaştırma Bakanımızla, hemen hemen kamunun tüm üst düzey yöneticileriyle bir araya getirdile. Dertlerimizi, sıkıntılarımızı direk ilk ağızdan en yetkili kişilere iletme fırsatı bulduk. TOBB Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu ile turizmciler özelinde de toplantı yaptık. İbrahim Burkay Başkanımız, bizim isteklerimizi dikkate alıyor ve olumlu yanıt veriyor. Turizm sektörü için kendilerine ve yönetimine çok teşekkür ediyoruz.

Pandeminin kongre turizmine etkileri nasıl oldu?
Pandeminin biz, işimize bir olumlu yansıması oldu aslında. Bu süreçte online kongre, virtual kongre dediğimiz internet üzerinden toplantı ve kongre turizmini öğrenmiş olduk. Bu alanda önemli yatırımlar yaptık. Bizim bu anlamda kendimize ait bir programımız var. İnternet üzerinden kongreler yapıyoruz, stant alanları oluşturuyoruz. Sanal kafelerimiz, toplantı salonlarımız var.

‘TURİZMİN YENİ GÖZDESİ GUHEM’

GUHEM’in turizm sektörü açısından nasıl yorumlarsınız?
Gökmen Havacılık ve Uzay Merkezi (GUHEM) adeta bir müze gibi. Bursa’ya gelen turistler en az yarım gün, hatta ilgilenmeleri durumunda 1 gün boyunca gezebilirler. Hem eğitim merkezi, hem de müze tadında bir yer olduğu için turizme çok önemli katkıları oldu ve olmaya devam edecek. GUHEM’i seyahat acentelerimize tanıttık, önce onlara gezdirdik. GUHEM’i de seyahat acentelerimizin tur programlarına almaları yönünde teşvik ettik. Gerçekten dünya ölçeğinde bir eğitim araştırma merkezi oldu.