Sürdürülebilir; rekabet edebilirlik, mevcut refah seviyelerini sürdürme veya artırma kapasitesini gelecekten azaltmadan üretme ve sürdürme yeteneğidir. Ülkelerin Sürdürülebilir Rekabetçilik Endeksi gibi çalışmalar ülkelerin gelişmişlik, yenilikçilik, sürdürülebilirlik, sosyal sorumluluk konularında sıralamalarını her yıl belirleyerek tüm dünyaya bildirmede öncülük etmeketdir.

Uluslararası düşünce kuruluşu SolAbility Sustainable Intelligence’ın, 12 yıldır yayınladığı Sürdürülebilir Rekabet Edebilirlik Endeksi'nin bu yılki sonuçları açıklandı. 190 nicel göstergeye dayalı olarak ülke performansını, eğilimlerini ve büyüme potansiyelini ölçen Küresel Sürdürülebilir Rekabet Edebilirlik Endeksi (GSCI) sıralamasında Türkiye, 63. sırada yer alıyor.

Sürdürülebilir Rekabet Edebilirlik Dünya Haritası 2023 (Koyu alanlar, yüksek rekabet gücünü; açık alanlar düşük rekabet gücünü göstermektedir)

2023 Küresel Sürdürülebilir Rekabet Edebilirlik Endeks raporunda öne çıkan başlıklar:

-İskandinavya, Sürdürülebilir Rekabet Edebilirlik Endeksi'nde üst sıralarda yer almaya devam ediyor. (İlk 6 sıranın 5'i İskandinav ülkelerine ait. İsveç, endeksin zirvesinde yer almaya devam ediyor.)

- İlk 20'ye Kuzey Avrupa ülkeleri hâkim.

- İlk 20'de Avrupalı olmayan sadece bir ülke var: 12. sıradaki Japonya. (21. sırada Güney Kore yer alıyor)

- Çin, ilk kez 31. sırada yer alarak ABD'yi geride bıraktı. (Entelektüel alanda güçlü sermaye, ancak doğal sermaye konusunda düşük.)

- ABD, kaynak verimliliği ve sosyal sermayede özellikle düşük performans göstererek 33. sırada yer alıyor. (Bu da ABD'nin gelecekteki küresel statüsünü potansiyel olarak daha da zayıflatmaktadır.)

- Almanya 15, İngiltere 16 ve Fransa 18. sırada yer almaktadır.

Brezilya 65, Hindistan 121 ve Nijerya (Afrika'nın en kalabalık ülkesi) 156. sırada yer almaktadır.

- En az gelişmiş ülkelerden bazılarının GSCI sıralaması da oldukça yüksek. (Örneğin; Kolombiya, Peru, Nepal, Bhutan, Bolivya)

- Sosyal Sermaye Endeksi sıralamasında Kuzey Avrupa (İskandinav) ülkelerinin başı çekmesi, ekonomik büyümenin genel kabul görmüş bir toplumsal uzlaşı ile birleşmesinin sonucu olarak görülüyor.

Veriler göstermektedir ki, ülkelerin itibar ve inovasyon düzeyleri arttıkça sürdürülebilir rekabet avantajları da artmaktadır. Ülkelerin rekabet düzeyleri üzerinde etkili olan inovasyon ve itibar sürdürülebilir rekabet düzeyindeki değişimin yüzde 70’ini açıklamaktadır.