Yüksek enflasyon, aşırı fiyat artışlarının üç potansiyel sebebi vardır. Bunlar, aşırı talep, maliyet artışı ve rekabet eksikliğidir. Türkiye’de gerçekleşen enflasyon maliyet artışından kaynaklanmaktadır. Maliyet artışının ana nedeni ise merkez bankasının faiz indirimleri sonucunda yaşanan kur şokudur. Türkiye’de yaşanan arz şoku, uygulanan para politikasından kaynaklanmaktadır. Gelişmiş ülkelerde gerçekleşen yüksek enflasyonların sebepleri daha farklıdır. Örneğin, ABD’de son 2 yıldır enflasyon sürekli yükselişte. ABD’deki enflasyonun artış nedeni ise pandemi sonrası tedarik zinciri yetersizliği, Ukrayna Savaşı’nın etkileri ve ülkenin ekonomik sorunlarıdır.

Yüksek enflasyon, dünyanın her yerinde yaşam maliyetinin artmasına ve yaşam kalitesinin düşmesine sebep olur. Aynı zamanda paranın değeri düşer ve dövize yönelik talep artmaya başlar. İnsanlar alacakları ürünlerin fiyatının sürekli artmasından dolayı tasarruf ve birikim yapmak yerine sürekli ürün alıp stokçuluk yapmaya eğilim gösterir. Gelir adaletsizliğinde makasın ucu daha fazla açılır ve ülke ekonomisinde büyüme durur, küçülmeye bile yol açabilir.

Yüksek enflasyonun yıpratıcı etkilerini azaltmak ve enflasyonu ideal sayılara getirmek de dünyadaki merkez bankalarının elindedir. Merkez bankaları aslında bankacılık sektörünü düzenlemek ve denetlemekten sorumlu olsa da faiz oranları, döviz kuru ve enflasyon oranlarının düzenlenmesinde de görev almaktadır.

Dünyada en yüksek enflasyon oranlarına sahip ülkeler Lübnan, Venezuela, Suriye ve Arjantin olarak sıralanmaktadır. Bu ülkelerin yüksek enflasyon oranlarını düşürebilmek için sıkı para politikasına geçmeleri gerekmektedir. Sıkı para politikasıyla birlikte faiz oranları artacak, ülkelerdeki tüketim ve yatırım harcamaları azalacak ve halk tasarruf yapamayacaktır. Yüksek enflasyon ile mücadelede kısa dönemde talep düşürücü, uzun dönemde arz artırıcı sıkı para politikalar uygulanmalıdır.

Dünya genelinde ekonomik olarak güçlü ama enflasyonu artmakta olan ülkelere baktığımızda ABD bunların başında geliyor. ABD 2000 yılından bugüne kadarki en yüksek enflasyon seviyelerini görüyor. Bunun için de FED başkanı Jerome Powell, yükselen enflasyon ile mücadele etmek için para politikasında sıkılaşmaya gideceğini duyurdu. Merkez bankalarının doğrudan siyasi etkiden uzak kalması, yüksek enflasyonla mücadele edilirken zorlu ve gerekli kararların alınmasına imkân sağlamaktadır. Fed Başkanı Powell, daha yüksek faiz oranları, daha yavaş büyüme ve daha yumuşak iş gücü piyasası koşulları enflasyonu düşürürken, hane halkları ve işletmelere de zarar vereceğinin farkında olduğunu belirtti. Bu konuda her ne kadar yumuşak bir politika uygulasalar da sıkı para politikasında halkın zarar görmesi kaçınılmaz oluyor. Ancak, fiyat istikrarının yeniden sağlanmaması halk ve işletmeciler için daha acı sonuçlar doğurabileceğinden dolayı, uygulanan politikanın acı maliyetine katlanılmalıdır.

2020 yılından beri alışılmış enflasyon oranlarından çok daha yüksek enflasyon oranı gören bölgelerden biri de Euro Bölgesi’dir. Enflasyonda iki haneli rakamları gören Euro Bölgesi’nde son 25 yılın en yüksek enflasyonları görülüyor ve daha uzun bir süre bu şekilde devam edeceği öngörülmektedir. Bu durum da o bölgede paranın satın alma gücünü azaltır ve insanların yoksullaşmasına sebep olur. Merkezi Almanya'nın Frankfurt kentinde olan ECB'nin başkanı Lagarde enflasyonu düşürmek amacı ile faiz oranlarını rekor bir hız ile artırdıklarını ve gerekli süre boyunca bu şekilde tutacaklarından bahsetmektedir. Bu durum da bize ECB’de FED’e göre daha sert bir şekilde enflasyon düşürme ve faiz artırma politikası uygulandığına işaret ediyor. ECB’nin politikasına göre enflasyonu yükselten şokların azalması ve sıkı para politikası eylemlerinin ekonomiye yansımasıyla enflasyonda düşüş görüldü ancak bunun bir şok etkisi olduğu açıktır. Enflasyon düşürmede kalıcı bir çözüm sağlamak için daha uzun süreli ve sabır gerektiren bir politika izlenmelidir. Dünya genelindeki yüksek enflasyondan güçlü bir ekonomi olan İngiltere de etkilenmiştir. İngiltere’de son 23 yılın en yüksek enflasyon seviyelerini görmüştür. BoE baş ekonomisti Huw Pill, BoE olarak enflasyonu düşürmek için artırdıkları faiz oranlarının hane halkına verdiği zararın oldukça fazla olduğunun farkında olduklarını ancak yüksek enflasyonun devam etmesinin hane halkına daha büyük zarar vereceğinden bahsetmiştir. Bu nedenle ekonomiye çok zarar vermeden enflasyonla mücadele ederken dengeyi bulmaya çalışmaktadırlar. BoE, FED gibi biraz daha tedbirli ve kademeli bir yol izleyerek enflasyonu düşürme yolunda ilerlemektedir.