Ülkelerin büyüme rakamları genellikle ekonomik büyüme olarak adlandırılır ve ülkenin ekonomik faaliyetlerindeki artışı ifade eder. Genel olarak, GSYH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) adı verilen bir ekonomik gösterge ile ölçülür. GSYH, bir ülkenin ekonomik faaliyetlerindeki toplam üretimi ölçer ve birçok faktörden etkilenir. Örneğin, ekonomik politikalar, dünya piyasalarındaki dalgalanmalar, doğal afetler ve siyasi istikrarsızlık gibi faktörler büyüme oranlarını etkileyebilir. Ekonomik büyüme oranları, aynı zamanda ülkenin sınırları içindeki sektörler arasındaki büyüme farklılıklarından da etkilenebilir. Ülkelerin büyüme oranları, bir ülkenin ekonomisinin sağlığı ve refahı hakkında fikir verir. Yüksek büyüme oranları, ekonomik faaliyetlerin arttığını ve insanların daha fazla istihdam edildiğini gösterirken, düşük büyüme oranları ekonomik durgunluğu veya resesyonu işaret edebilir. OECD’nin açıkladığı verilere göre, OECD ülkelerinin GSYH’sı, 2022’nin dördüncü çeyreğinde %2,7 oranında büyümüştür. Bu, 2022 yılının önceki çeyreğine kıyasla bir yükseliş göstermektedir. Ayrıca, 2022’nin üçüncü çeyreğinde %2,2 ve ikinci çeyreğinde %1,9 büyüme oranları kaydedilmiştir. Bu veriler, küresel ekonomik büyümenin istikrarlı bir şekilde artmaya devam ettiğini göstermektedir. Ancak, büyüme oranları ülkeler arasında farklılık göstermektedir. Örneğin, OECD verilerine göre, 2022’nin dördüncü çeyreğinde ABD’nin GSYH’sı %2,5 oranında büyümüşken, Japonya’nın GSYH’sı %1,5 oranında büyümüştür. Bu durum, ülkelerin ekonomik faaliyetlerindeki farklılıklardan kaynaklanmaktadır.

2022 yılı Türkiye ekonomisi için olumlu bir yıldı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayınladığı verilere göre, Türkiye ekonomisi 2022 yılında yüzde 5,6 oranında büyüdü. Bu, 2021 yılında yaşanan yüzde 1,8’lik daralmadan sonra beklenen bir iyileşmeydi. Kişi başı gelirde de artış gözlendi. 2021 yılında 9.539 dolar olan kişi başı gelir, 2022’de 10.655 dolara yükseldi. Böylece 2017’den bu yana ilk kez 10.000 dolar seviyesinin üzerine çıkıldı. Kişi başı gelir son olarak 2017’de 10.597 dolar olarak hesaplanmıştı. Bu gelişme, Türkiye’nin ekonomik açıdan güçlendiğinin bir göstergesi olarak kabul ediliyor.

Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’daki artışa baktığımızda, finans ve sigorta faaliyetleri toplam katma değeri yüzde 21,8, hizmet faaliyetleri yüzde 11,7, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 9,9, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 8,7, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 5,8, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 4,8, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 4,3, sanayi yüzde 3,3 ve tarım sektörü yüzde 0,6 arttı. Ancak, inşaat sektörü yüzde 8,4 oranında daraldı.

şgücü ödemelerinin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla içerisindeki payı, 2022›de yüzde 26,5’e düştü. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 54,5’e yükseldi. Bu, önceki yıla göre maaş ödemelerinin payında önemli bir gerileme olduğunu göstermektedir. Mal ve hizmet ihracatında artış yaşandı. 2022 yılında bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksine göre mal ve hizmet ihracatı yüzde 9,1, ithalatı ise yüzde 7,9 arttı. Ancak, dördüncü çeyrek verileri, mal ve hizmet ihracatında yüzde 3,3 oranında bir azalış yaşandığını gösterirken, ithalatın yüzde 10,2 arttığı görüldü.

Üretim yöntemiyle hesaplanan Gayri Safi Yurt İçi Hasıla verilerine göre, Türkiye’nin GSYH’si 2022 yılının dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %106,2 artarak 4 trilyon 800 milyar 717 milyon TL seviyesine yükseldi. Bu rakam, GSYH’nin cari fiyatlarla ABD doları bazında 262 milyar 669 milyon olarak gerçekleştiğini gösteriyor.

Sonuç olarak, Türkiye ekonomisi 2022 yılında yüzde 5,6 büyüdü ve kişi başına gelir 10.655 dolar seviyesine yükseldi. Ancak, ekonomik büyümenin fiyat istikrarının önüne geçen politikalar nedeniyle gerçekleştiği ve depremlerin ekonomiye olumsuz etkisi nedeniyle 2023 yılı için büyüme tahminlerinin aşağı yönlü riskler taşıdığı da belirtiliyor. Dünya Bankası, 27 Şubat günü yaptığı ön değerlendirmeye göre, depremlerin Türkiye ekonomisine 34,2 milyar dolar veya 2021 GSYH'sının yaklaşık %4'ü kadar doğrudan bir maliyeti olacağını tahmin etti. Ayrıca, 2023 büyüme tahminini başlangıçtaki %3,5 - %4 tahmininden yaklaşık yarım puan düşüreceğini açıkladı. Bu nedenle, Türkiye’nin gelecekteki ekonomik büyümesini sürdürmek için atacağı adımlar ve alacağı politikalar kritik önem taşıyacak.